Yolda karşılaştığım kişi: İbretlik bir hikaye mutlaka okuyun
Yeni evlenmiştim, mahalleden çok sevdiğimiz arkadaşlar hep birlikte eğlenmek için bir program yapmış ve tabii beni de çağırmışlardı. Durumu eşime anlattım ve onun da rızasını alarak buluşma yerine gittim; ama akşam olmadan geri döneceğime dair eşime söz vermiştim. Akşam yaklaşmıştı ve eşime verdiğim sözü tutmak üzere kalkmak için hareket edince arkadaşlar az biraz daha takılalım, bu kadarcık zaman için mi geldin buraya gibi oyalayıcı sözler sarf etmeye başlamışlardı. Her ne kadar durumumu arkadaşlarıma izah etmeye çalışsam da sanki önceden anlaşmışlar gibi hepsi bir ağızdan türlü bahaneler türetiyorlardı. İşte kimisi korkak kimisi ‘daha önce böyle değildin, evlendin böyle oldun’ tarzında şeyler söylüyorlardı. Anlayacağınız zor durumdaydım. Ya eve gidip akşamı eşimle geçirmeyi tercih ederek korkak, ya da arkadaşlarımla kalarak onların baskısıyla güya onlara öyle olmayacağımı ispatlayacaktım. Her şeyi göze alarak evime gitmek üzere oradan ayrılmaya karar verdim. Yolda gelirken öyle biriyle karşılaştım ki.. bir anda düşüncem fikrim her şeyim değişti. Bu kişi bana..
İki arkadaş cami avlusunda oturmuş konuşuyorlardı. Arkadaşlardan birisi ‘Bu akşam arkadaşlarla maç izlemeye gideceğiz, sen de gelir misin?’ diye sordu. Soruyu soranın durumuna bakılırsa arkadaşının sevinç içerisinde ‘evet’ diyerek onaylamasını bekliyordu. Ama beklenen olmadı. Arkadaşının yüzüne ciddi bir yüz ifadesiyle bakan genç, ‘Hayır maça gelemem. Biliyorsun ben evlendim, artık gözü yolda olan ve sürekli evde bekleyen bir eşim var. Bundan böyle hayatıma daha dikkat etmeliyim.’ dedi. Bu ifadeyi duyan arkadaşı önce hayretle baktı arkadaşının yüzüne, ardından alaylı bir tavırla ‘Vay, vay, vay kılıbık kardeşim, yüreği sevgi dolu pek muhterem ev erkeği, bakıyorum da ilk haftada boyunun ölçüsünü almışlar. Nedir bu evdekileri ihmal etmemeliyim, artık maça gelmeyeceğim lafları?’ diyerek yeni evli genç arkadaşını ayıpladı. Yeni evli genç tam ağzını açmış arkadaşına bir cevap verecekti ki yan taraflarında oturan nur yüzlü bir dedenin konuşmasıyla başını o tarafa çevirdi.
O zamana kadar olanları göz ucuyla takip eden dede söze karıştı. “Gençler kusura bakmayın az önce konuştuklarınıza kulak misafiri oldum. Ve bu misafirlik beni yıllar öncesine götürdü. Şimdi müsaadenizle size o gün başımdan geçen ve bugün sizin sayenizde hatırladığım olayı anlatmak istiyorum.” diyerek başladı anlatmaya ve şöyle başladı sözüne…